Kayıtlar

Mayıs, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİZ SİYASAL İSLAMCILAR 2004 TE NEREDE İDİK ŞİMDİ NEREDEYİZ

İBB bünyesinde yaptığımız görevden ayrılmış,belediye başkan aday adayı olmuşuz.Ancak aday olamamışız.Kendimize yeni meşguliyet alanları araştırırken İstanbul’un kendi vizyonumuza uygun ve daha makul gördüğümüz bir ilçesine konuşlanmışız. Her hafta rahat bulduğum ve beni kimsenin tanıma imkanı olmayan biraz da büyükçe bir camiye Cuma namazlarına gidip gelmeye başladım.Bir kaç hafta sonra yanıma daha önceden siyasetten tanıdığım ancak aktif görevini bilmediğim birisi geldi ve beni sorgulamaya başladı.Kendisinin Emlak Geyo genel müdür yardımcısı olduğunu,genel müdür dahil herkesin bu camiye namaza geldiğini beyanla bura da bizlere gözükmek için mi geliyorsun diye sordu.Kimseyi tanımadığımı söyleyince,Toki den işmi aldın veya almakmı istiyorsun diye sormaya başladı.Tabi ben çok şaşırdım.Hiç aklıma gelmeyen bir şüpheydi çünkü.(Ve ya bu ekip daha önce bu tür hadiselerle karşılaşıyorlardı ki sorgulama gereği duyuyorlardı)Toki den iş almamıştım herhangi bir beklentimde yoktu.Ertesi hafta bir d...

ÇOCUK VE FELSEFE

Soru sormaya başlayan çocuk felsefe yapmaya da başlamış demektir. Çocuk ilk önce şaşırıp,hayret ettiği bir şey yakaladığında sorular sormaya başlar. Onun için çocuklara soru sorma imkanı tanımak ve cevaplarla onları bilime yönlendirmek gerekir. Her sorduğuna ayıptır,günahtır,tanrıdır diyerek çözemeyeceği cevaplar verip aklını ve iradesine kör düğüm atmamak gerekir. Hasan Arpacı,2014

TETİKÇİ TAKTİĞİ

Göze hoş,kulağa hoş,mideye yararlı gelir.Sonuçta karaciğerini söküp alır ama son anda fark edersin. Önce ülkeyi yönetenlerin hayallerine ortak olarak nasıl yapacaklarını uzun uzun anlatırlar. Bu hayaller için ne kadar para lazımsa bulabileceklerini söylerler ve mutabıksanız; Hemen bankalarınızı satın alarak size para pompalamaya başlarlar. Üretime yönelik ne varsa özelleştirme adına satın alırlar. Siz aldığınız borçlarla ha bire onlar için üretmeyen alanlara yatırımlar yaparsınız.inşaat sektörü ve lüks konutlar vs…gibi. Borç aldığınız parayla yol yaparken gene kendi Bankası kendi malı arabalar için ucuz krediler vermeye başlar ki çok fazla araba satılsın. Çünkü paranın bir şekilde geriye dönmesi gerekir.Bu örnek bütün alanlar için geçerlidir. Sonunda ödenemeyen borçlar altında kalıp iflas edersiniz… Örneğin: Yol yapacaksın ki patent ödediğin arabalar üzerinde daha çok dolaşsın. Tren yolu yapacaksın ki lokomotif ve yedek parça satsın. Hava alanı yapacaksın ki daha çok uçak satsın. Hasta...

DOMUZ DAMI, IRMAKLAR VE TAŞKIN SULARI

Bu tabir değişik meslek guruplarında farklı anlatılıp algılansa da yöreye göre anlamı da değişebilir. Bizim büyüdüğümüz yörelerde eski insanların büyük bölümü bir inşaat mühendisinin sulama ve taşkın ile uğraşanları kadar ,hatta bir kısmı onlardan daha iyi bu işleri bilirdi. Eski zamanlarda taşkın kontrolü yok,sulama işleri geleneksel usülle yapılırdı. Özellikle çeltik mahsulü ile uğraşan halk bunu bilmek ve aşina olmak zorunda idi. Sürekli akan bir çay veya ırmak devletin kontrolü dışında akıp giderken bununla uğraşan halk, hem arazisini ırmaktan delice akan su dan korumak ,hemde sulamak zorundadır. Gelelim şimdi domuz damının anlamına. Irmak ;afet zamanlarında ve özellikle bahar aylarında coşunca ,arazilere zarar vermemesi gerekir. Bunun için üretici arazi ve ürününü korumak için domuz damı yöntemine de baş vururdu. Tabi şimdi barajlar çıktı, taşkın kontroller var, küresel ısınma geldi bu tehlikeler oldukça azaldı. Tarlasını koruyacak köylü ırmağa yön veren seddeler yapardı. Bunların...

YERLİ OTOMOBİL ÜRETİMİ

Dünyada hiç bir kapsamlı ürün yüzde yüz yerli olamaz.Çünkü her üreticinin ayrı uzmanlık alanı vardır.Şanzumanı biri,motoru başkası,lastiği ve aküyü bir diğeri üretir genelde.Çelik için çelik fabrikası kuramıyacağınız gibi,lastik,akü,Led içinde fabrika kuramazsınız.Zaten her ürünün ayrı üretim hattı,patenti,Ar-Ge ve ür-ge si vardır.Kabloyu kablo üretenden alacağın gibi radyatörüde onun uzmanından almak zorundasın zaten.Çünkü bu tür teknolojik ürün,aparat,proses vs üreten şirketler konularına devamlı ar-ge yatırımı yaparak devam ederler. Eğer siz bir araba üretmeyi düşünüyorsanız kuracağınız fabrikayı mümkün olduğu kadar dünya üzerinde uzmanlaşan firmalardan alacağınız ürünleri organize ederek başlamalısınız.İnşaat sektöründen örnek verirsek.Hafriyatçı firma ayrı,demirci ayrı,demiri üreten ayrı,kalıpçı firma ayrı,mermerci vs.. ayrıdır.Eğer bunların hepsini kendin yapmaya kalkarsan başaramaz ve sonuçta batarsın. Yapmanız gereken yönetim ve organizasyondur.Yani marka oluşturmaktır.Kendiniz...

ANKARANIN BAŞKENT OLUŞUNU 70 YIL ÖNCE BİLEN KAHİN

Ankara’nın başkent olacağını yaklaşık 70 yıl öncesinden bilen Tarikatı Aliye şeyhlerin den Müştak dede 1750 yılında doğmuş ve 1832 yılında vefat etmiştir. Ankara’nın Hicri 1341 yani 1923 yılında başkent oluşundan 70 yıl önce İstanbul da Takvimhane’i Amire de Hicri 1268 senesinde taş basması olarak basılan divanının 29.sahifesinde mevcuttur.Yazılan şiirde her mısraya bir harf yerleştirilerek(Arap harfleri ile)kehaneti belirtmiştir. Şiirin devamında; Reh’i mevlada her kim aşkıyla cismi’ni can eyler, Gönül mürgü gibi pervaz edip tayy’i mekan eyler, Gezen hak,gezdiren hak,söyleyen hak,söyleten haktır; Veli arifleri kendisine tercüman eyler. Demektedir....

UMREYE YOLCULUK

İki bin dört yılının siyasi ve ekonomik atmosferinde yaptığımız bu yolculuk o günün mali siyasi ve ekonomik iklimini aynen yansıtıyordu.Bazıları benim gibi ilk defa umreye giderken bazıları da daha önce bir kaç defa umre ve hac yolculuğu yapmışlardı. Genelde aynı yaş gurubun daki insanlar seyahate çıktığı için hemen hemen siyasi geçmiş ve kültürler yakındı.Gurup üyelerinin bir kısmı zengin olsada diğerlerinin makamı bu eksikliği gideriyordu.Arada benim gibi maddi durumu parlak olmayan mevki ve makamı da olmayanlar kaynayıp gidiyordu. Ancak genelde hepimiz mutlu idik.Çünkü yirmisekiz şubat ortamından çıkmışız,kırk yıldır hayal ettiğimiz düşünce iktidara gelmiş,ülkenin durumu iyiye doğru gitmekte idi.Yolculuğumuz da ve arap topraklarına ayak bastığımızda da gurup ağırlığı kendini hissettirmekte idi. Mekke’ye vardığımızda çok farklı bir yer gördüm.Değişik kaynaklardan Kabe’nin eski durumlarını resimlerini tarihini araştırarak gittiğim için hayal kırıklığına uğramıştım.Kaya taşlar üzerine ...

ADALET

Adalet; ahlakın koyduğu kurallara uyar. Kanunları güç sahipleri ahlakları çerçevesinde yazarlar. Gücünü vicdanlardan almayan ahlak, kültürünü göklerden almayan vicdan kanunları yazan güç sahiplerini etkileyemez. Hasan Arpacı

BENDEN SONRASI TUFAN

Benden sonrası tufan psikolojisi ile yaşayan insanlar; aşağılanmış, itilmiş, ama hala o aşağılık duygusunu atamamış insanlardır. Bunlar;kendi dışındaki ve etki alanı haricindeki herkese kin besleyip düşman gibi görürler. Bunlar;sadece kendilerini düşünür ortak iyiliğe hiç katkı sunmaz,beyni vicdanını vurmuş,ruhu aklını kilitlemiş insanlardır.Kalplerinin kördüğüm olması sonucunda inançları infilak ederek bunları yok edecektir. Allah bunların gazabından toplumu ve insanlığı korusun. Hasan Arpacı

AHLAK VE ADALET

Ahlak adaletten daha merhametlidir. Kölelik adaletli olmadığı için değil ahlaki olmadığı için kaldırıldı. Çünkü merhamet vicdanları adaletten daha çok etkiler. Hasan Arpacı

DÜŞÜNCE GÜCÜ VE DUA

Düşüncelerinize sahip çıkın.Ulu orta saçma sapan düşünceler üretmeyin. Düşünce olayların gelişini ve gidişini değiştirir.Yaratılan her canlı ve cansız kabul edilen varlığın atomları,elektronları, protonları nötronları ve bir frekansı vardır.Her şey kendi aleminde enerji yaymaktadır. Yapacağınız beddua ve dualara da dikkat ediniz.Sizin manevi gücünüzün etkisi ile yıkımı veya pozitif gücü fazla olacaktır.Ama zaman ve zemini bulduğu zaman. Hani halk arasında nazar,kem göz deriz ya tamamen düşünce gücünün yaydığı enerjinin karşı tarafın enerjisini bozguna uğratmasıdır. Hasan Arpacı

ZİNCİRLEME ZAMLAR VE ZİNCİRLEME REAKSİYONLAR

Atom bombasının patlamasına zincirleme çekirdek etkisi denilir. Yani bizim gibi harcı alem vatandaşların anlayacağı dilde söylersek ; ilk hareketi alan çekirdeğin hızlı bir şekilde diğer atomları da harekete geçirmesi ve çok yüksek bir enerji çıkışını sağlaması denebilir. Almanya da atom bombasına giden yolu ilk keşfeden ekibin başındaki bilim insanı (Kadın) Yahudi olmasından (Hazar Kökenli Musevi Türk’ü)ekipten ayrılarak kaçmış ve daha sonra sonucu farkeden bilim insanı arkadaşları “Tanrı anladığımız amaçla bunu yaratmış olamaz”diye endişeye kapılmışlardı. Bilimsel araştırma bir yana kontrol edilemeyen teknoloji hem üretene hemde insanlığa bir tehdit olmaya devam ede gelmiştir. İki binli yılların başında ,Osmanlı’dan kalan borçlarda dahil olmak üzere ,Türkiye’nin cumhuriyet dönemin deki tüm borcu 130 milyar dolardı. Yaklaşık 90 milyar dolar özelleştirme geliri olduğunu biliyoruz.Kalan borç 40 milyar dolardır. Yani son yirmi yılda yapılan borç miktarı yaklaşık 496 milyar dolar olduğuna...

Atlantis ve Mu’lar Nükleer savaş mı yaptılar

Atlantis ve mu medeniyetlerinin çok ileri olduğu mitolojide ve yeni keşiflerde zikredilmektedir.İleri teknolojiye hakim iki ülke bir nükleer savaş benzeri kavgaya tutuşurlar.Kullandıkları silahlar kendi kıtalarının batışı ile sonuçlanır.Dünyanın dengesi bozulunca sıcaklıklar artar ve dünyayı sular basar. Buradan kaçan Bilge insanların bir kısmı Himalayalara bir kısmı Meksika’ya Mısır’a kaçarak oralarda medeniyetler kurarlar. Yunanistan da felsefe okullarında yetişen Sokrat gibi düşünürler mısırlı osirisler tarafından yetiştirilir. Roma’da hristiyanlığın hakim olmasıyla imparator Justinianus 529 yılında felsefe Okullarını kapatır. En son 640 yılında müslümanlar bölgeyi fethedince 640 yılında Hypatia okulunu kapatırlar.Ancak okulun kitaplarını da Arapçaya tercüme etmeyi ihmal etmezler. İleriki yıllarda Farabi El Türkinin sokrat’ın felsefe kitaplarını Arapça tercümesinden okudum dediği kitaplar bunlar olmalı. Sonuç olarak felsefe ve düşünce okullarının ölüm fermanını imzalayan tek tanrılı...

DEVLETLER YIKILIRKEN DEVLETLER KURULUR; ANCAK….

Devletler zaafa uğramaya başladığında yeni devlet veya devletçikler kurmak için pusuda bekleyenler vardır.Tıpkı vahşi doğada güçlü bir canlının ayağının tökezlemesini bekleyen vahşi canavarlar gibi.Bunun en iyi örneklerinden birisi SSCB nin kuruluş aşamasında yaşanmıştır. Birinci dünya savaşının devam ettiği ve Rusyada kargaşanın hakim olduğu yıllarda; Ekim devrimi; dünyanın yönünü değiştiren ve siyasal ikbal cilerin iyi okuması ve yararlanması gereken bir hareket olarak görülür. Ekim devriminden önce çar’a karşı demokrasi ve özgürlük isteyerek birlikte hareket yürüten Lenin ve Martov’un ileriki yıllarda yolları ayrılacaktır. Lenin’in İsviçre’de olduğu yıllarda sosyalist ve daha ılımlı düşünceyi benimseyen Martov menşevik (Azınlık) partisini kurarak 1917 şubatın da pahalılığa karşı olanları da yanına alarak ayaklanma başlatır ve geçici hükümetini kurar. Bunu duyan ve kominist düşünceyi benimseyen Lenin hemen ülkesine dönerek Bolşevik (Çoğunluk) hareketini organize etmeye başlar. Lenin ...

SAYIN SELÇUK BAYRAKTAR

Güzel kardeşim! Seninle onur’da duyarız,gururda duyarız. Ayrıca yaptığınız işlerle her Türk vatandaşı övünme hakkına da sahiptir. Sen düşünen ve üreten insanları bir araya getirmişsen bu çok güzel bir işlem ve icraattır.Lütfen kendinizi reklam malzemesi yapmayınız ve yaptırtmayınız.Bu reklamlar sizi buraya taşımadı.Sizler başardığınız için reklamlar peşinizden geldi. Halk arasında bir söz vardır.Hakim kararı ile konuşur diye. Mühendislerde icraatları ile konuşmalı.Sizin vardığınız nokta siyasete malzeme yapılacak noktaların çok ötesine geçmiş durumdadır. Siyasi düşünceler gelip geçicidir.Ama teknik,teknoloji,mühendislik bilgi ve becerileri dünya durdukça yaşamaya devam edecektir. Sen rakip yani ülke düşmanlarınca satın alınabildiğin kadar değeri yüksek olan birisin.Sen satın alınamadığın takdirde düşman gözündeki değerin bir kurşunun bedeli kadardır. Onu da beş paralık,bazen de on paralık,adamlar sıkar. Sonuçta on beş kuruşa bir hayatı,bir ideali yok ederler. Bir ülkenin teknolojik gel...

SAVUNMA SANAYİNİN KİMLER NERESİNDEN TUTUYOR

Savunma sanayiine cumhuriyetin ilk yıllarında çokça önem verilmiş . Ancak herkesin bildiği şekilde hemen hemen hepsi olumsuz yani akamete uğramış. Buna rağmen 1950 de MKE ,1973 de TUSAŞ gibi kurumlar faaliyete geçirilmiş. Savunma sanayiine tekraren ilk ciddi yatırım fikri ;1974 Kıbrıs barış harekatından sonra başlamıştır. Türkiye’ye uygulanan silah ve ekonomik ambargolar bu fikri tetiklemiştir. Devletin bu yönde çalışmalara bu tarihlerde başladığı bilinir. Bunun için 1975 yılında ASELSAN kurulmuştur. On iki eylülde İktidara el koyan askeri cunta da bu fikirden vaz geçmeyip destek vermeye devam etmiştir. HAVELSAN 1982 de ,ROKETSAN 1988 faaliyete geçerken, ileride başarıları ile gurur duyacağımız ;1983 de FNSS ve 1984 de BAYKAR , 1985 de (% 46.2 General Elektrik ortaklığı ) TEİ gibi firmaların kurulması ile bu şirketler savunma sanayii ikliminin oluşmasına katkı sunmaya devam edegelmişlerdir. Bütün bu oluşumlar esnasında yakalanan başarı ; ülkemizin olduğu kadar; aynı zamanda bilim yuval...

KÜLTÜR, YAŞAM, EĞİTİM VE VİZYON

Doğduğumuz topraklarda hemen hemen her tür eylem içinde olmuşuzdur. Dağ da ,kır da, bayır da gezerken, çalışırken ve ya çobanlık yaparken doğaya, tabiata ve içinde yaşayan canlı ve cansız varlıklara yaklaşımımızı hep sorgulaya gelmişimdir. Elimizde ; değnek, sopa, çomak, bıçkı, bıçak, tabiatta neye rastlarsak zarar verir hale gelmiştik. Çalının içine yılan kaçmışsa çalı ile birlikte yakmak, köstebek yuvası görünce içini su ile doldurmak gibi. Kuş bulursan vuracaksın, balık görürsen yakalıyacaksın,kertenkele ,yılan , akrep, yengeç, sinek, böcek, vs…gördün mü öldüreceksin yaklaşımını yaşım ilerledikçe hep sorgulamışımdır. Bu davranış şeklini Ünlü felsefeci bilgin Farabi (870-950) değerlendirirken bu vasıfları “Cahil ve Sapkınlık içinde olan şehrin insanlarının görüşleri hakkında” bölümünde değerlendirir. Yani bu davranış biçimini yüzyıllar öncesinden cahil ve sapkınlık olarak vasıflandırır. Bu özelliklerin vahşi hayvanlarda da hemen hemen aynı olduğunu örnekleri ile anlatmakta. Demek ki ...

İNSANIN KÖKENLERİNE GİDERKEN;

Anavatanına uğramak.   İnsanlık tarihi ve insanın var oluşuyla ilgili her din ve düşünce farklı zaman dilimlerinden bahseder.18. Asırda dünya üzerinde dolaşan kaşifler hayli yoğundu. Bunların başını da İngiliz kaşifler çekiyordu. Gene bir İngiliz kâşif James Churchward insanın anavatanını araştırırken kayıp bir kıta olan Mu’yu bulmuştur.   Uzman bir balıkçı ve mühendis olan James bu konu da üç adet eser de yazmıştır. The Lost Continent Of Mu 1926 The Children Of Mu 1931 The Sacred Symbols Of Mu 1933   Batık Mu kıtasının yeri; “kuzeyde Hawai, güney de Fiji adaları arasındaki Pasifik okyanusu bölgesindedir. Mısır, Maya, Hint ülkelerinde ve kutsal mabetlerinde yapılan tablet okunmalarında bu medeniyetin varlığı ve büyük bir deprem sonrası okyanusa batarak yok olduğu kanıtlanmıştır.   Günümüzden yaklaşık 50.000 yıl önce çok gelişmiş bir medeniyete sahip olan Mu ların ; Hindistan, Babil, Mısır, Maya, Uygur gibi kolonileri vardı.   Bu kitapları...

DEPREMİN MANTIĞINDAN GENETİĞİNE GİDEN FELSEFE

Belli bir hızla dönen dünyamız ,hem kendi etrafında ve hem de güneşin etrafında belli bir eğimle dönmekte.   Ayrıca çekirdeğinde bulunan magma da dünyanın tersine hareket etmekte.   Ancak sayısı bilinmeyecek kadar çok olan uydu denizi içinde dünyamız sadece bir tanesi. Hepsinin kendi içinde dengesi, döngüsü vs var. Diğer uydudan bakıldığında bizde onlara göre boşlukta yaşamaktayız. Yani tabiri yerinde ise uzaylıyız.   Belki de dünyamız içinde yer altında, başka bir gaz soluyarak ve farklı bir şekilde beslenerek yaşayanlar var. Belki bize gözükmeden farklı ikame alanlarında yaşayanlar var. Belki bazen göklerde dolaşan bazen yere inen varlıklar var.   Belli mevsimlerde Sirius’a gidip belli mevsimde dünyamıza dönenler var. Belki de her ayını başka uyduda yaşayan görmediğimiz canlılar var. Onlara göre bizler anlaşılmaz varlıklarız. Uzun zamandan beri belki de bizleri inceliyorlar. Öyle güçlere sahipler ki kafaları kızınca dünyamızı başımıza yıkmaktan ...

DEPREMDE TÜRK ORDUSUNDAN BEKLETİLER NELERDİ…?

Türk ordusunu ; birikimleri olan ve bunları özümsemiş kadim bir yapıdır diye biliyoruz. Yüz yıllardır karşılaştığı sorunlardan ders alan ve bunlar için çözüm üreten kurum olarak görüyoruz. Nitekim 1999 depreminden de ders alarak oluşturduğu kurum ve birimler şu an faaliyette midir onu bilmiyoruz. Ama öğrenmek amaçlı sorgulamak bir vatandaş olarak hakkımız diye düşünenlerdenim… 1- Bir zamanlar GATA da Kurulu DAKİK isimli acil yardım ekibi vardı. Bütün malzemesi uçakla taşınabilen, ekibinin sırt çantaları hazır, doktor ve hemşirelerden oluşmuş bir ekipti. 1999 depreminden ders alınıp kurulmuştu. Tatbikatlar yapardı. Şimdi nerede bu ekip? GATA bünyesinde ,hala faaliyette midir ,yoksa dağıtılmış mıdır? GATA neden önemliydi. Çünkü Harp Cerrahisi konusunda tek yetenekli kurumdu. Harp Cerrahisi, Genel Cerrahi ‘den daha kapsamlı bir cerrahi türüdür. Bir harpte, yada doğal afetlerde, bir kişide yanık, yara, uzuv kopması, deri sıyrılması, göz yarası, akciğer delinmesi gibi birden faz...

1999 GÖLCÜK DEPREMİNDEN BİR ANI

Biz sivil STK’lar olarak, kendi çapımızda, yardım faaliyetlerinde bulunmak amaçlı ,deprem bölgesinde ziyaretler yaparken ,tanıdık yönetenlere de uğramayı ihmal etmezdik. Bu olayı anlatma nedenim bu günkü yardım çalışmalarına da ışık tutabilir olması. Yanlış hatırlamıyorsam; deprem sonrası Değirmendere bölgesi 65 inci Mknz.Tug. sorumluluğuna verilmişti. Komutan Tuğ. Gen. Mahir KÖK komutasında arama kurtarma ,asayiş ,emniyet faaliyetleri yürütülüyor ve çadır kent işletiliyordu. Çadır kentte çok güzel bir uygulama gerçekleştirilmiş olduğunu görmüştük .Kısa bir süre önce az yada çok kendi ihtiyacını karşılayabilen insanlar , şimdi yardımlarla yaşar duruma gelmişlerdi. Bu durum hemen hemen hepsine çok ağır geliyordu. Mahir paşa bu yıkımı azaltmak adına kendi olanakları ile üzerinde 5,10,20,50 gibi puanlar yazan fişler hazırlatmış ve bunları çadır ahalisine dağıtmıştı. Bir büyük çadıra da yardım malzemelerini market düzeninde yerleştirip her bir çeşidi de puan değerleri ile bir nevi ...