YOLCULUK, KURALLAR, SİTRES VE ULAŞIM
Yılda bir defada olsa yaşadığın kenti dışarı çıkayım dersen önce kuralları öğrenmek için bir doktora yapmalısın. Ama devletin böyle bir eğitme ve bilgilendirme sistemi yok bildiğim kadarıyla.
Bir zamanlar kasaba kenarlarından geçmek sırat köprüsünden geçmekten daha beter hale gelmişti. Elli km’yi aştığın her yerde arkandan cezalarda gelirdi. Bazen tatil masrafı kadar cezaların geldiğini basından okurduk. Hatta Çankırı Atkaracalar ve Çorum Osmancık kazasından geçen duble yolda kesilen cezalar dillere destan olmuştu.
1-Normalde genel hız sınır levhaları var. Bütün araçlar hakkında bilgi veriyor. Buna göre kendimi ayarladım derken bir Yan yol çıkışı veya girişi varsa hemen hız uyarı levhalarını buluyorsun. Sana 130 km / saat limit vermişse hadi düş bakalım elli km/ St’e.
2- Yollarda meskun mahal çevresinde ilerlerken birde hız sınır bölgesi karşına çıkıyor.Genelde elli km ile sınırlı olan bu tabelalar la gelde git bakalım. Sanki altındaki traktör. İstesen de düşemiyorsun ki. Yavaşladın diyelim arkadan acı acı korna sesleri ve el kol hareketleri görmekte cabası.
3-Eğer yanından teğet geçtiğiniz meskun mahal belediyelikse; EDS Diye yollarda ikazlanan hız tesbit sistemleri var. Bildiğim kadarı ile bu sistemin kurucusu ve işleticisi bir özel şirket. Ortakları yerel belediye ve hazine. Hisse oranlarını bilemeyiz. O devletimizin ticari sırrı olabilir. Tuzak gibi sistemi kur ,cezayı kes, ödendiği anda trink hesaba nakit düşsün. Ne güzel iş vallahi. Üretim yok, emek yok, alınteri yok.
Yolda giderken EDS li alana girerken uyanıp hızını sınırladın diyelimki. O alandan ne zaman nerede çıkacaksın belli değil veya bizim algılama imkanımız yok. Alandan çıktık mı ,içindemiyiz derken birde bakmışsın yeni bir EDS alanına girmişiz.
4- Bazen bunlarla uğraşırken karşında bir levhalar zinciri daha bulabilirsin.
PTS ve EDS .Yani plaka tanıma sistemli hız kontrol düzeneği olmalı. Anladığımız plaka okuyarak ortalama hız dan ceza kesme yöntemi olmalı.
5- Tünellerde yapılan sınırlamaları herkes gibi bizde anlıyoruz. sorun yok. En azından başlangıcı ve bitişi belli.
6- Birde ayrıca polis arabaları zula yerlere radar koymaktalar. Bu da ayrı bir durum.
Bütün bunların hepsi güzelde çözüm nedir ona bakılmalı.
a) Trafiğe çıkan insanların ruh halleri normal mi ?
b) Araçlar gerçekten yola çıkmaya uygunlar mı ?
c) Yolların kalitesi bu hızlara uygun mu ? Çukurların tümseklerin kazalarda hiç mi suçu yok ?
d) Yatay düşey işaretlemeler dünya standartlarında uygulanmış mı ?
e) Yağmurlu havlarda yolda yol çizgileri gözükmüyorsa , parlamıyorsa ,sürücünün yapması gereken nedir ?
f) güneşli havlarda yol çizgisi parlamıyorsa, asfaltın siyahını emmişse hiç mi kalitesiz iş yapanların suçu yok ?
Bu sorular teknik, insani ,psikolojik ve sosyolojik olarak çoğaltılabilir. Unutmayalım yönetenlerin görevi sorun değil çözüm üretmektir. Yasaklar ve cezalar sorun çözmez sadece azaltır. Can yakar ama kendisini idare edenlere kin de yapar.
H. Arpacı
Yorumlar
Yorum Gönder