http://dusunceuretelim.blogspot.com/
Yüz yıllar boyunca cahil bırakılan
Anadolu halkı bir lokma bir hırka yaşamaya alışmış. Hiçbir zaman önü açılmayan
köylü ve kasabalı daima birilerine hizmet etmek ön yargısı ile yetiştirilmiş.
Yeni yetme gençler uyanmaya başladığında onların da hemen dini dayatmalar
önlerine konmuş. İlkokulu bitiren ve geleceğe bakmaya başlayan gençler;
gelenek, töre baskısı, adet ile bilimsel bilginin arasına sıkışmış kalmış.
Okullarda yağmurun yağması gibi fiziksel
hadiseler bilimsel yöntemlerle izah edilirken, köy ve kasabalarda buna
inananların günaha girdiğinden bahisle baskılar yapılagelmiştir.
Bulunduğu ortamda; yaşamak için öldür,
aç kalmamak için elde et, kazanmak için sınırları zorla felsefesi ile
büyümüşlerdir. Kırlarda önüne gelen ve gücü yettiği her canlıyı yok eden
kıvamda yetişmişlerdir. Yılanı, kertenkeleyi, kaplumbağayı vs... Bulduğu her
canlıya zarar veren psikolojide yetişmişlerdir.
Köyünden çıkan gençler gittiği yerlerde
aşağılanma, rencide edilme gibi hadiselerle çok karşılaşmış olduklarından bir
süre sonra bu kötü tecrübeler hınç, intikam ve öfkeyi tetiklemeye başlamıştır.
Kasaba gençlerine yeni Kuvayı milliyecilerin kurduğu Türkiye yeni imkanlar
tanımış, yatılı okullar vasıtası ile sınıf atlamasının önünü açmıştır. Ancak
eğitim veren kurullar bir şeyi unutmuşlardır. Bu insanlara bilgi verirken
ahlakı da vermeyi unutmuşlardır. Devlet kademelerine giriş yapan ve eğitilen
eziklerin birçoğu buralarda da ezilmeye devam etmişler ve aralarından fırsat
bulup yukarı çıkabilenlerde kural tanımaz ve acımasız olmuşlardır. Çünkü ülkeyi
yöneten elit aileler kendilerinden başkasına bu imkânı tanımamaya adeta yemin
etmişler. İleride ülkenin başına bela olacak ahlaksız bilgi sahiplerinin yetişmesine
katkıda bulunmuşlardır.
Köy ve kasabada yaşayan insan ahlaklı
olmakla birlikte bilgi sahibi olmadığı için davranış bozukluğu yaşamıştır.
Köyünden kalkıp büyük kente hastaneye veya herhangi bir devlet kurumuna gelen
vatandaş Bilgi sahibinin ayakkabı ile gezindiği yere ayakkabısını çıkarıp
çorapla girmektedir. Büyüklerine saygıda kusur etmeyen bilgisiz ahlaklı
vatandaş bu davranışlarından dolayı horlana gelmiştir. Köylü, Yörük vs.
sıfatlarla aşağılanmıştır.
Herhangi bir toplu
taşım aracına binildiğinde ahlak sahipleri kimsenin hakkına tecavüz etmezler.
Bilgi sahibi olan ilim sahipleri dahi çok zaman hak tecavüzü yapmaktadırlar.
Örneğin yaşlıya ayrılmış bölümü işgal eden genç bilgi sahibi birisi olmasına rağmen,
ahlak sahibi olmadığı için erdem ve feraset duygusu da gelişmemiştir.
İşte Anadolu’nun ücra köşelerinden
çıkarak devletin tanıdığı imkanlarla belli mevki ve makamları işgal edenlerin
en büyük sorunu; ahlakı olmayan kişiliğe ve bilgiye sahip olmalarıdır. Ezilmiş,
horlanmış, kullanılmış bu insanlar dan gelişime direnenler yok olmuş, değişime
direneler de tasfiye edilmişlerdir. Hâlbuki gelişim ve değişim kükremiş sel
gibi uyum sağlayanı önüne katar denize alıp götürür, kendine direneni yok eder.
Bunu çok sonra fark etmişlerdir. Zaten bizim ana konumuzda bu noktayı
aşabilenlerdir.
Bunlar kin, intikam, öfke ve hırsla
büyüyerek geldikleri için ellerine geçen her imkânı pervasızca kullanmaktalar.
Bulundukları her yere zarar vermekte ve talan etmekteler. Maalesef en mükemmel
din olan İslam bile bunlara hükmedip ahlak geliştirmekte zorlanmaktadır. Onun
için dini eğitim kurumlarının durumu içler acısıdır. Yabancı istihbarat
örgütlerinin kontrolünde hareket eden Tarikat, cemaat vs. leri saymıyorum.
Ahlaksız bilgi sahiplerinden orijinal
çıkış noktaları olan bilgisiz ahlak sahiplerine selam var. Bu işin farkına
varanlar yeni nesil gençlere bilgi yükleyip ilim erbabı yaparken, ahlak
tarlasından geçsinler, birazda asalet erbabı ile sohbet etsinler demektedirler.
Yani bizim düştüğümüz içler acısı duruma
düşmesinler demek istiyorlar. Biraz daha açarsak kendimize de ülkeye de
dinimize de zarar verdik ve bunu çok sonra fark ettik diyorlar.
İşin içindekiler üzerlerine
alınmıyorlarsa ben söylüyorum. Önce vicdanıma hesap verirken yüce Allah’ın
adaletine sığınarak diyorum ki,
Birkaç nesil heba
oldu.
Yeni nesillere dikkat...
Hasan Arpacı,2020
Yorumlar
Yorum Gönder