MÜHENDİSLERİ YÖNETEN SİYASALLAŞMIŞ KİFAYETSİZ BÜROKRATLAR
http://dusunceuretelim.blogspot.com/
Her çalışan bulunduğu yerdeki önemini ve çalıştığı kuruma neler kazandırdığını askerlik anıları veya eski hac seyahatleri gibi anlatır.Tabiki çalışan çarkların içinde bir dişli,zincirin içinde bir halka sonuçta.
Dönen sistem içinde ne yapıldığın dan ziyade karar mekanizmasın da neler yapıldığı önemlidir.Verceğin karar eksi veya artı yönde sana dönecektir.(Çünkü deneme iyi olursa ödül yöneticinin,kötü olursa kararı veren olarak ceza sana kalacaktır.)Riski üstlenerek aldığın kararın ve uyguladığın işin önemi vardır.Gerisi genelde teferruatta kalır.İşletmelerde karıncanın başına damla düşse devlet gelir onun hesabını işletme mühendisinden sorar.
Ben şunu gördüm ki biz de üniversiteler den mezun olan ve mühendis-tekniker-teknisyen formasyonu verilen insanların büyük bölümü teknik açıdan çok yetersizdiler.Bunlar genelde bu yetersizliklerini siyasetçilere yaslanarak veya meslek dayanışması adı altında bir guruba sığınarak veya bürokratik kabadayılığa baş vurarak gidermeye çalışırlardı.Tabiki herkes her şeyi bilemez.Ama yönetim kademesine atanan insanların asgari şartlara haiz olması ve bilmesi gerekir.Siyasi yakınlıktan ziyade o işin ehli olmasına bakılmazdı.Müjendisleri yöneten siyasallaşmış,kifayetsiz,düşük eğitimli bürokratlar dan ülkeye de kurumada hiç bir fayda gelmez.
Devlette şunu gördüm ki bizim üniversite tercihlerimiz de seçmeyi ve okumayı asla düşünmediğimiz okulları bitirenlerin siyasete dayalı kurumları ve içinde bizleri nasıl yönettiklerine hep şahit olmuşumdur.
Baş mühendisliğimiz döneminde Anadolu’daki bir fabrikada gene bir kısımın imalat amirliğini de yapmaya devam etmekte idim.Dışa bağımlı işletmeler de genel de yedek parça sorunu bitmez.Biz çalışanlar da yerli sanayi den bunları karşılama yollarını arar dururduk.
İmalat yapılan ve grup makinaların bulunduğu bölümde her makina da ürün için kullanılan,döküldüğü yeri tahriş edip eriten bir kimyasal bulunmakta.Bu kimyasal belli bir debi de imal edilecek ürünün ham maddesine pulvarize edilmekte.Pompa görevini gören pistona geçirilen keçe tıpkı çorap gibi imal edilmiş.Ancak bu keçe oldukça pahalı ve devamlı değiştirilmesi gerektiği için temin etmekte zorlanmaktayız.Yerli imalatlardan da sonuç alamadık.Yerli üretim keçe de genel de kalite tutmadığı için sıvı kaçırma ve piston eğilmeleri vücûd bulmakta idi.
En sonun da posta ve usta başılarımız konuyu araştırarak farklı bir çözümle geldiler.Bende bir makinada derhal uygulayın diye talimat verdim.Uygulama da gördük ki sorunlar yaşanıyor,kısa süre için de yıpranma oluyor ve kaçaklar devam ediyordu.
Ben hemen bulunduğumuz ilin oto sanayiine giderek bir motor ustası İle görüşmeler yaptım.Pistonlar yağlanıyor,sekmanlar kaçağı önlüyor.Bu çalışma stilini iyice anladıktan sonra bizim makinada çalışan piston üzerine sekman yerine ikinci bir oring atın talimatı verdim.(Yani pistona keçe yerine iki ayrı yerden sekman gibi oring atmış olduk)Bu işin yeni piston maliyeti dışarıdan alınacak keçe maliyetinin dörtte biri ve işletme maliyeti sıfıra yakındı.Böylece kendi içinde büyük sorun çok cüzi bir maliyetle kökten çözülmüş oluyordu.Bu olay o tarihte günlük 7 trilyon ciro yapan bir işletme için çok önem arzetmektedir.
Yaklaşık bir yıl sonra imalatçı firma bir eğitim için fabrikaya geldiğinde bu keçelerden neden sipariş vermediğimizi sordu.Bende kendilerine yaptığımız değişikliği izah ettim.Kendi makinalarında yazılı beyan alınmadan değişiklik yapamayacaklarını beyan ettiler.Bende biz sorunu kökten çözdük yedek parça alımına gerek kalmadı dedim.
Bir kaç yıl sonra Usa ya yaptığım bir ziyarette sorduğumda öğrendim ki yeni üretilen makinalara Alman firmasının bizdeki piston yöntemini uygulamış olduklarını gördüm.
Benim de ortak olarak kurucusu olduğum ve yönetmiş olduğum ar-ge firmasın da şunu gördüm.Bunu zikretmeden geçmem o kuruma haksızlık olur.Genelde yaratıcı zekalar kuzey batı Asya’dan ve uzak Asya’dan çıkmakta dır.Ancak bizim ülkemizde yaratıcı ar-ge cilerin deniz kuvvetlerinde olduğunu gördüm.Teknisyen,Tekniker,Mühendis,Usta vasfındaki insanların çok yaratıcı ve eksantrik zekaya sahip olduklarına şahit oldum.Sebebine gelince bunun cevabını bende hala bilmiyorum.
Dünyada en iyi işveren sıralamasında 35.sırada bulunan rahmetli Vehbi Koç’un bir sözü ülkeyi yönetenlere de ders gibidir.Bir fabrika iki üç yıl içinde kurulur ancak içindeki insanların yetişmesi 15 ila 20 yıl sürer demektedir.Şirketlerin başına kabiliyetsiz,vasıfsız insanları getirmeyin.Şirketler kabiliyetli insanların omuzlarında yükselir demektedir.
Türk mühendis ve teknisyeni imkan tanındığı zaman çok şeyi yapabilecek kapasite ve kabiliyettedir.Yeterki yetenek sahibi insanların önü kesilmesin.Bilimin önü açılsın.Ür-ge ve ar-ge ye imkan tanınsın.İlgili makamlara bunları anlayabilen,kavrayabilen,karar verebilen,omurgalı,aklı başında yöneticiler gelsin.
Hasan Arpacı
Yorumlar
Yorum Gönder