ATANMIŞ ASALAKLAR

 http://dusunceuretelim.blogspot.com/


Toplumlar açısından dünyadaki en kıymetli şey bilgidir. Her şey bilginin etrafında döner. Ür-Ge’yi ve Ar-Ge’yi tetikleyen ve geliştiren de bilgidir. Tabii ki bunların zekâ, akıl, analiz, ortam, imkân, dinsel bakış gibi çok fazla yan fonksiyonları vardır.

Hatıralarımızı yazarken bu konuya da not düşmeden geçmek olmazdı tabii ki. Çalışma hayatımız ilerleyip tecrübelerimiz de arttıkça Anadolu’dan merkeze doğru yolculuk başlamış yeni ortamlara uyum sürecimiz de tamamlanmıştı. Ancak değişik yerlerdeki özellikle yeni kurulan montaj aşamasındaki fabrikalarda görevlerimiz devam etmekte idi. Benim buradaki fonksiyonum tamamen proses dizayn denilebilir. Yani montajı yapılmış, çalışır hale gelmiş, ürün geçen sistemin (fiziki ve kimyasal) ince ayarlarını yaparak, sağlıklı, kaliteye uygun, ürün verilmesini sağlamak. Ham maddenin ilk girişinden itibaren son mamul maddenin çıkışına kadar olan ısı, basınç, debi, rutubet vs... özelliklerinin ayarlarını yapmak.

Bahse konu fabrikanın günlük o zamanki ifade ile beş altı trilyonluk cirosu vardır. Ancak her şey hazır olmasına rağmen fabrika bir türlü tam kapasiteye ulaşamıyor. Çünkü yaklaşık 15 atü’de çalışan ısı santralı, blöfe geçerek buhar basıncı düştüğü için sistem devre dışı kalıyor. Fabrika bu neden den dolayı düşük kapasite çalışmaya devam ediyordu.

Bahse konu işletmeden ben de işim bittiği için dönüp merkeze geldim ama sorunun devam ettiğini de biliyorum. Isı santralını kuran firma gidip çözüm bulamıyor. Otomasyon firması gidip sorunu çözemiyor. İlgili mühendisler sorunu çözemiyor. Bakar mısınız koskoca devlet teşekkülünde hem mensuplar hem de kurucu firma çözüm üretemediği için fabrika tam kapasiteye ulaşamıyor. Çünkü hatayı kimse kendin de görmüyor.

Bir gün, o zaman benim de çok sevdiğim, işine çok hâkim, daire başkanımız beni çağırdı ve bu konuda ne düşündüğümü sordu. Ben de bu sorunu çözebileceğimi, ancak tam yetki istediğimi kendisine beyan ettim. Çünkü bazı laboratuvar ve ölçüm aletleri ile kimyasallar almam gerekiyordu. Ekipmanlarımı satın alarak fabrikaya vardım ve bütün testlerimi ve ölçümlerimi yaptım, kararımı verdim ve sisteme bir gün içinde yol verdim.

O zaman; bu kadar parasal kayba neden olan sorun nedir? Önce ısı santralına standartlarda su geliyor mu baktım. Mükemmel yapılmış bir otomasyon kontrol kabini ne ve mükemmel bir elektronik panoya sahip olan santralda sistem “x mikro Siemens”e geldiğinde blöfe geçiyor. Yaptığım ölçümlerden sonra bilgisayar imkânı olmadığı için elle interpolasyon ve ekstrapolasyon yaparak sadece birkaç ayarını yaptım. Komple değerleri işletmeciye altını imzalayarak verdim. Söyle ilgili firmalara bu donelere göre standart ayarlarını yapsınlar dedim. Çünkü oldukça büyük bir santral en küçük ihmal çok büyük maddi ve manevi kazalara neden olabilirdi.

Devletin devasa kuruluşlarında, bizler gibi yöneticinin kaleminin ucunda, siyasetçinin iki dudağının arasında yaşarsanız hiçbir zaman doğruyu söyleyemez ve ifade edemezsiniz. Bu olay bile başlı başına bir skandaldır. Benim zaten alanım dışında olan bir konuda iş bana kadar düşmüşse bu içler acısı bir durumdur zaten. Buradaki temel problem akılsız siyasetçilerin kabiliyetsiz taraftarlarına makam ve ulufe dağıtmasıdır.
Bulundukları makamlara güç yüklemeyen güçlerini makamlarından alan beyinleri ve şahsiyetleri gelişmemiş, atanmış asalaklardır.

Hasan Arpacı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koç kimdir ve BEKO neyi ifade ediyor..!?

DEPREM GÜVENLİĞİNE KATKISI OLAN İBB YOLLARINDA ASFALTIN KAYMASI PROBLEMI NASIL ÇÖZÜLDÜ,

AHLAKSIZ BİLGİ SAHİPLERİNDEN, BİLGİSİZ AHLAK SAHİPLERİNE SELAM VAR...